9 Nisan 2013 Salı


ANTAKYA ÜZERİNE

         Antakya deyince ilk önce barış gelir insanın aklına, kardeşçe yüzyılları aşmış bir sevgi. Türkiye de bu barışı sağlayabilen nadir kentlerden birisi, içinde hıristiyanını, ermenisini, arabını, alevisini, sunnisini barındırıyor, barındırmakla kalmıyor bu insanların dostluğuna, birbirine olan saygılarına tanıklık ediyor. İnsanlar birbirinin dini inancına, etnik kökenine bakmadan rahatça iletişim sağlayabiliyor. Antakya bu özelliğini çok eski zamanlardan kazanmış, birçok tarihe tanıklık etmiş birçok milletten insanı kucaklamış, onların inanışlarına, yaşantılarına saygı göstermiş. Antakya’nın bu büyüklüğü medeniyetler kenti oluşu çok eski zamanlara dayanır. İlk kurulduğunda bile dünyanın en büyük üç antik  kentinden biriydi, daha sonra Asur,  Pers, Sasani, Selçuklu, Roma gibi büyük medeniyetlere ev sahipliği yaptı, bunca çekişmeye, topraklarındaki bunca savaşa rağmen kendinden hiç ödün vermedi, yine sevgiyle sarıp sarmaladı insanlarını, bağrına bastı. İnsanlarına kardeşliği, dostluğu, saygıyı aşıladı, o yüzdendir ki, günümüzün yozlaşmış haline yenilmedi, savaşın, katliamların, eşitsizliklerin hüküm sürdüğü bu durumda bile insanları yılmadı. Antakya’yı anlatmamdaki amacım sadece benim memleketim olması değil, kültüründen  yaşayışına birçok kişiye örnek olması, birçok kimsenin imrenmesi gereken bir şehir olması. Gelelim Antakya’da yaşama, Antakya’ya ilk ayak bastığınızda bile sizi sıcacık misafirperverliğiyle karşılar otogarın çıkışında sizi kardeşliğin simgesi olan bir yapıt karşılar, bu  yapıt  Antakya’da yaşayan üç semavi dine mensup  insanları simgeler, bu sembolle sizi daha ilk baştan etkilemeyi başarır. Sokaklarında ise tarihin kokusunu, asi nehrinin o inatla akan suyunun coşkunluğunu hissedersiniz. Eski Antakya evlerinin önünden geçerken tarihin o sıcaklığını, size sunduğu o muazzam görüntüyü içinize çekmek için dönüp dönüp tekrar bakmak isteyeceksiniz. Antakya bu eşsiz karekterini dünyayada duyurmayı başardı. Antakya Medeniyetler Korosu hem dünyada hem de ülkemizde geniş yankı uyandırdı. Koro, bünyesinde 3 mesnevi dine mensup vatandaşları barındırıyor, ayrıca çeşitli meslek dallarından insanların var olmasıyla farklılıkların o bütünleşmiş ruhuyla, emekle yapılan müziklerin tadına varıyorsunuz. Bu yüzdendir ki bu koro haklı saygınlığını duyurmayı başardı ve 2012 Nobel Barış Ödülü adayları arasında yer aldı. Antakya, adına, tarihine, geçmişine yakışanı yaptı ve duruşunu hiç bozmadı, bozmayacakta.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder