ANTAKYA
ÜZERİNE
Antakya deyince ilk önce barış gelir insanın
aklına, kardeşçe yüzyılları aşmış bir sevgi. Türkiye de bu barışı sağlayabilen nadir kentlerden birisi, içinde
hıristiyanını, ermenisini, arabını, alevisini, sunnisini barındırıyor, barındırmakla
kalmıyor bu insanların dostluğuna, birbirine olan saygılarına tanıklık ediyor.
İnsanlar birbirinin dini inancına, etnik kökenine bakmadan rahatça iletişim
sağlayabiliyor. Antakya bu özelliğini çok eski zamanlardan kazanmış, birçok
tarihe tanıklık etmiş birçok milletten insanı kucaklamış, onların inanışlarına,
yaşantılarına saygı göstermiş. Antakya’nın bu büyüklüğü medeniyetler kenti oluşu
çok eski zamanlara dayanır. İlk kurulduğunda bile dünyanın en büyük üç
antik kentinden biriydi, daha sonra Asur, Pers, Sasani, Selçuklu, Roma gibi büyük
medeniyetlere ev sahipliği yaptı, bunca çekişmeye, topraklarındaki bunca savaşa
rağmen kendinden hiç ödün vermedi, yine sevgiyle sarıp sarmaladı insanlarını,
bağrına bastı. İnsanlarına kardeşliği, dostluğu, saygıyı aşıladı, o yüzdendir
ki, günümüzün yozlaşmış haline yenilmedi, savaşın, katliamların, eşitsizliklerin
hüküm sürdüğü bu durumda bile insanları yılmadı. Antakya’yı anlatmamdaki amacım
sadece benim memleketim olması değil, kültüründen yaşayışına birçok kişiye örnek olması, birçok
kimsenin imrenmesi gereken bir şehir olması. Gelelim Antakya’da yaşama, Antakya’ya
ilk ayak bastığınızda bile sizi sıcacık misafirperverliğiyle karşılar otogarın
çıkışında sizi kardeşliğin simgesi olan bir yapıt karşılar, bu yapıt
Antakya’da yaşayan üç semavi dine mensup
insanları simgeler, bu sembolle sizi daha ilk baştan etkilemeyi başarır.
Sokaklarında ise tarihin kokusunu, asi nehrinin o inatla akan suyunun
coşkunluğunu hissedersiniz. Eski Antakya evlerinin önünden geçerken tarihin o
sıcaklığını, size sunduğu o muazzam görüntüyü içinize çekmek için dönüp dönüp
tekrar bakmak isteyeceksiniz. Antakya bu eşsiz karekterini dünyayada duyurmayı
başardı. Antakya Medeniyetler Korosu hem dünyada hem de ülkemizde geniş yankı
uyandırdı. Koro, bünyesinde 3 mesnevi dine mensup vatandaşları barındırıyor,
ayrıca çeşitli meslek dallarından insanların var olmasıyla farklılıkların o
bütünleşmiş ruhuyla, emekle yapılan müziklerin tadına varıyorsunuz. Bu
yüzdendir ki bu koro haklı saygınlığını duyurmayı başardı ve 2012 Nobel Barış
Ödülü adayları arasında yer aldı. Antakya, adına, tarihine, geçmişine yakışanı
yaptı ve duruşunu hiç bozmadı, bozmayacakta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder